“Federer’i karşılaştığım diğer elit sporculardan ayıran bir alışkanlık: Sizden önce, o sizin hakkınızda sorular sorar ve bunu baştan savma bir şekilde yapmaz.” – Christopher Clarey
Bu hayatta birlikte vakit geçirme şansı bulamayıp kendime örnek aldığım sadece 2 isim var;
• Richard Feynman
• Roger Federer
Federer özelinde de bunun iki sebebi var;
Kazanmanın ve çok çalışmanın hem eğlenceli hem estetik bir yolunu bulmuş olması.
Bu özelliklerini yoktan var etmedi. Hiçbir insan sıfırdan kendini yaratmamıştır. Tarihteki gelinen bir noktanın devamıdırlar. Bilimin ilerlemesi gibi.
(Kitapta dile getirmeye değer çok konu var.)
Bu yazı özelinde ise, oyununun estetik yönünü aldığı Peter Carter ve çok çalışmanın eğlenceli bir yolunu bulmasını sağlayan fitness koçu Pierre Paganini’yi öne çıkarmak istiyorum.
(Ayrıca bu iki isim kaos teorisinin hayatı nasıl şekillendirdiği konusunda bir ispat niteliğinde.)
1) Peter Carter
Yazarın da dediği gibi, Federer’in oyununun bir spordan daha çok, sanata benzeme sebebi, çok fazla şey yapıyor ama çok az efor sarf ediyor gibi görünmesi.
Hareketlerinden eksiltme yapamıyorsunuz. Bu sadelik, onu kaybederken bile izlemeyi keyifli hale getiriyor.
Estetik tarafında bana ilham olduğu kısım da burası: Varılmak istenen hedefe hizmet etmeyen bütün ayrıntıları denklemden çıkarması.
Peki bu oyun stilini o mu icat etti? Hayır.
Federer de, oyununun tekniği üzerine çok konuşulduğunu ve bunun fazlasıyla Peter ile alakalı olduğunu söylüyor.
Peter Carter, hayatı talihsizliklerle geçen bir isim. Onca yeteneğine rağmen, potansiyeline ulaşamamasının nedenlerinden biri, erteleme hastalığı.
İster araba alıyor olsun, ister kortta yapacağı bir vuruşu seçiyor olsun. En iyisi hangisi olabilir diye düşünürken yaşadığı kararsızlıklar da onu hep bir adım geride tutmuş.
Ve bir insanın şanssızlığı, başka bir insanın şansıdır, derler.
Koçluk yaparak para kazanmak zorunda kalınca(zorunda diyorum çünkü asıl hayali öğretmek değil oynamak) bugünkü Federer’in, Federer gibi oynayabilme olasılığı doğuyor.
Federer, top tenis raketinden ayrıldıktan sonra topun raketle temas noktasına bakmaya devam eder. Bunun gibi ufak jestler de dahil, oyununun genel stilini Peter’dan almıştır.
Federer, bir bakıma, hayatının bir noktasında iyi bir şey görmüş ve onu mükemmele dönüştürmenin bir yolunu bulmuş.
Böylece hem tenisle ilgilenen hem de ilgilenmeyenleri oyunu ile büyüleyebiliyor.
“Fed, muhtemelen hala herkesten daha fazla diğer profesyonel oyuncuları hayrete düşüren bir adam. Oyuncular onu izliyorlar ve samimi olarak diyorlar ki, bunu nasıl yapıyor? Yani, gerçekten, o vuruşu nasıl yapıyor?” – Eski No.1 koçu Jim Courier
Ne yazık ki hayat, Carter’a hiçbir zaman iyi davranmamış. Tarihin en estetik oyununu oynayan tenis oyuncusunu yetiştiren kişi, kendi gözleriyle bu kariyere tanık olamıyor bile.
2002 yılında, 37 yaşında, balayında(kahretsin bide balayında) trafik kazasında hayatını kaybediyor.
2) Pierre Paganini
“Fitness antremanlarını olabildiği kadar keyifli hale getirdi, ne kadar olabilirse. Ben sadece onun ritmini takip ediyorum. Bana ne söylerse yapıyorum çünkü ona güveniyorum.” – Federer
Paganini sayesinde burada aynı anda gerçekleşebilen iki önemli konu var.
Birincisi, Federer, fiziksel sağlığını testlerle takip etmediğini söylüyor çünkü Paganini’ye güveniyor. Bu inanılmaz bir kafa rahatlığı.
Özellikle bizim ülkemizde kimseye güvenemeyip, bir İsviçre çakısına dönmek zorunda olduğumuzdan, hayatın çok önemli bir bölümünü başka birinin zihnine emanet edebilmesi büyük bir avantaj.
Ve tarihin nasıl şekillendiğini biliyoruz.
30’ların başında insanlar Federer için kariyerinin sonuna geldi sohbetleri yaparken, o bize 38 yaşında tarihin en uzun Wimbledon finallerinden birini(4 saat 57 dakika) izletebilmiştir.
Belli ki Paganini, yetiştirdiği diğer oyuncuların da performansına bakarsak fitness hocalığında çok iyi biri.
İkinci kısma gelelim. Peki çok çalışmak neden eğlenceli olmazsa sürdürülebilir değil?
Bunun önemini de, Federer’in ağzından aktarayım;
(Aynı şeyi yapmanın bir süre sonra aynı keyfi vermemeye başlamasından bahsedilen bölümden)
“Çok hızlı o noktaya gelirsin. Sen sadece ‘Benden bu kadar. Artık bunu yapmak istemiyorum. Hepsinden bıktım.’ dersin. Ve gerçekten de uygun bir planlama, uygun bir eğlence ve bana uygun değişikliklerle bundan kaçınmaya çalışıyorum. Çünkü bahsettiğiniz gibi, aynı şeyi yaparsanız, ne yaptığınız önemli değil, çok fazla kez, her zaman, ve çok sık sık yaparsanız, bundan sıkılırsınız.”
Tarihte birçok ilham alınabilecek insan var;
• Başarılı olanlar
(Bir alt kümeye geçelim)
• Hem başarılı olup, hem iyi bir karaktere sahip olanlar
(Bir küme daha alta geçelim)
• Hem başarılı olup, hem iyi bir karaktere sahip olanlar hem de işini yapmanın estetik bir yolunu bulanlar.
Birçok başarılı insan, karakter testinden geçemediğinden örnek alınabilecek gruptan çıkıyor.
En alt kümede ise başarı + iyi bir karakter + estetik başlıklarını aynı anda sağlayabilenlerin sayısının ise çok çok azaldığını görüyoruz.
Eğer size ilham olabilecek birini arıyorsanız ya da Federer’in hayatını merak ediyorsanız ya da tenise meraklıysanız, bu kitabı kesinlikle tavsiye ederim.
Kitap 30 küsür yıldır tenis üzerine kariyeri olan bir yazarın elinden çıkmış.
Çok uzun süre, çok fazla farklı referans noktası görmüş yazarın gözünden, Federer’in oyunu hakkında bir soru ile yazıyı bitiriyorum;
“Nasıl oluyor da, bu şekilde oynarken, bir sonraki estetik vuruşu yapmadan önce toparlanabiliyor?”
(Bu yazı ilk kez 21 Aralık 2023 tarihinde X platformunda yayınlanmıştır.)