– Çok mutluysanız, daha fazlasını başarmak için motive olmak zor.
– Çok mutsuzsanız, kendi buhranınızdan çıkıp harekete geçmek zor.
Kaynaktaki araştırmaya göre, gelir düzeyinde, eğitim hayatında en başarılı grup, hayata karşı biraz tatminsiz olanlar.
Araştırmadan notlar;
1) En mutlu insanlar, yakın ilişkilerinde ve gönüllülük esasına dayalı işlerde çok başarılı. (Bu örüntü tekrar tekrar karşımıza çıkıyor ama sırf tekrar ediyor diye bu kısmı pas geçersem en önemli parça eksik kalır.)
2) Hayattaki en önemli kararlar(evlilik, boşanma, iş değiştirme gibi), bu karar sonucu ortaya çıkacak “tahmini” yaşam memnuniyetine göre veriliyor.
Ama insanlar bu tahminlerinde yanılırlar.
(Biri bana geleceğin nasıl şekilleneceğini söylediğinde aklıma Hamlet’teki “İnanıyorum söylediğini candan söylediğine..” diye başlayan kısım geliyor)
3) Aristo’ya göre hayatın amacı mutlu olmaktır çünkü bir tek mutluluğu, mutluluğun kendisi için isteriz, başka bir amaç uğruna değil.
(Eğer herhangi bir insana karşı bir öfke hissediyorsanız, Aristo’nun hayata bakışı o öfkeden kurtulmanızı sağlayabilir.
Kimse size karşı değil, herkes kendinden yanadır. Yaptığı seçimin kendisini mutlu edeceğini düşünmeseydi, yapmazdı zaten. Sizi kızdıran o tercihi, kişi en temelde kendisini mutlu edebilmek için yaptı.)
4) Mutlu insanların gelirleri, mutsuz insanlardan fazlaymış, ilk değerlendirmeden yıllar sonra bile.
(Hedonik adaptasyon “fazla mutluluğun” yarattığı problemleri kendi kendine çözeceğinden, mutsuzluğu yenmek her zaman daha zor.)
5) Olumlu duygular konusunda uç noktalara gidebilenler, olumsuz duygular konusunda da uç noktalara gidebilir.
(Sizi melek ilan eden birinin, sizi şeytan ilan etmesi, sizin insan olduğunuzu kabul eden birine göre çok daha fazla yüksektir.
Aşkın da verdiği bütün duyguları “büyük ihtimalle ve toplumun çoğunda” misliyle geri alacak olması da bununla alakalı.
Bir uç noktayı istiyorsanız, diğer uç nokta da yaptığınız anlaşmanın ödenmesi gereken bedelidir.)
6) Çok fazla mutluluk arayışı, mutluluk hedonik adaptasyondan etkilendiğinden ve kişinin mizacına da bağlı olduğundan, insanları yeni partnerler, yeni aktiviteler arayışına itebilir.
Yenilik ise istikrarsızlık getirir.
(Ayrıca bunu yaparak yazdığım ilk maddeyi ihlal edersiniz. Derin bağlar her petekten bal alayım diyerek kurulamaz. Yakın ilişkilerden gelen tatmin, yıllara yayılan şekilde yakınlara yapılan yatırım sonucu ortaya çıkıyor.)
Kaynak: https://link.springer.com/chapter/10.1007/978-90-481-2350-6_8
(Bu yazı ilk kez 1 Mart 2024 tarihinde X platformunda yayınlanmıştır.)