Kanseri anlayıp tedavi etmemize evrim nasıl yardımcı olur?

Başrole kanseri alan daha önce bir kitap okumadığımdan, sayfaları ufkum açıla açıla çevirdim ve kitap hiç bitsin istemedim.

Sonda söyleyeceğimi baştan söyleyeyim. Mükemmel bir kitap. Tavsiyelik.

Tam olarak ne anlatıyoru göstermek adına etkilendiğim 2 konuyu paylaşıyorum;

  • Motivasyon & Demotivasyon Dengesi
  • Ani Yaşlanma & Üreme Dengesi

Başlıkları okurken vücudumuz neden böyle davranıyor diye düşünebilirsiniz, onun için tek cümlelik özet geçmem gerekirse;

Üreme özelliğinden vazgeçmeden kansere karşı sonsuz bir galibiyet alamıyoruz, gelişime izin vermenin bedeli, kanser olasılığına kapıyı açık bırakmak.

Motivasyon & Demotivasyon Dengesi

Hücreler, komşu hücrelerin davranışını takip ediyormuş. Çevrenin ne geride kalması isteniyor, ne ileri gitmesi. Geride kalınmaması için hücreler çevresine hayatta kal sinyali gönderiyor, fazla çoğalırsa(kansere giden yol) ise sinyali kesiyor hatta intiharı teşvik eden süreç başlatılabiliyor.

Hücre seviyesinde ve üstündeki katman katman denetim mekanizması, çoğunlukla onlarca yıl sağlıklı işliyor.

Devasa sistemler tasarlarken, uzun ömürlü olmasını planlıyorsak çok uzaklara bakmadan içimizde dönen tufandan ilham alınabilir.

*Bu arada, güçler dengesi ile işleyen bedene sahip canlılar, güçler dengesinin alt üst olduğu sistemleri savunuyor.

Savunan kişinin bedeni dile gelse söyleyeceği ilk şey: Am i a joke to you?

Ani Yaşlanma & Üreme Dengesi

Doğada gördüğümüz rengarenk hayvanlar, o renkleri ile üreme konusunda kendilerine sağladıkları avantajı, kanser olma olasılıklarını artırarak elde etmişler. (Güzelliğin bedeline bak.)

İnsanlarda da, örnek erkeklerde, prostat kanseri testesterona daha fazla maruz kalmakla ilişkili. Bunun üremekle olan bağı daha doğrudan olduğundan açıklamadan pas geçiyorum. Kadınlardan bir örnek, ilk hamileliği geç yaşta yaşamak meme kanseri olasılığını artırıyor. Neden böyle sorusunun cevabı ise prostat kanserine göre daha ilginç.

Çocuk yapmamayı soyut bir seviyede isteyebiliriz (bundan ise vücudun haberi yok) ama farklılaşmamış kök hücreler aslında bedenin sahibinden farklılaşmak için o sırada sinyal bekliyor: Üremek gibi. Genç yaşta hamile olan birine göre, daha uzun bir zaman periyodunda istediği sinyali alamayan kök hücrenin başka bir yola sapma olasılığı artıyor-muş.

Üreme konusunda gerçek hayatta test etmemizin imkansız olduğu bir durumu da simüle etmişler.

Yalnızca 1 kişinin üreme fırsatı elde edebildiği evrende ne olur?

Üreme konusunda rekabeti tavan noktaya çektiğinizde, diğer bir deyişle kazanan her şeyi alır senaryosunda, kanseri baskılaması gereken sistem, minimum düzeyde evrimleşiyor. Vücut oradan arttırdığı eforu, kendine göre daha büyük bir amaç olan varlığını sonraki nesle aktarmak yönünde kullanacak.

Yaşlanma konusunda da, en başta bahsettiğim intiharı teşvik gibi, kanseri baskılamak adına yapılanlar aşırıya kaçarsa, ani yaşlanmaya yol açabiliyormuş.

Bunun dışarıdan müdahale ile gerçekleşmesi gerekmez. Aşırı tepki, kendi içimizde olup bitenin bir sonucu da olabilir. Aşırı tepki, zor bir sorunun kolay bir cevabı olamamasından ileri geliyor.

Gelişimin önünde durmamak adına kanser olabilecek hücreleri ıskalama pahasına sistemi özgür tutmak mı iyidir, yoksa arada güvenli denilecek hücrelerin ölümüne yol açacak türde “false positive” kararlar almak mı daha iyidir?

Burada ibre “false positive” tarafa fazla kayarsa bunun sonucunun yaşlanmayı hızlandırabileceğini söylüyor.

Hücre çoğalması üstünde fazla kontrolün tek negatif etkisi yaşlanma değil tabi. Enfeksiyonlardan daha çok etkilenmekten, gelişim bozukluğuna kadar ortaya çıkacak kötü sonuçlar çoğaltılabilir.

Okuması keyifli bir kitaptı ama cevapladığı soru kadar, zihnimde cevaplanmasını istediğim yeni sorular yarattı.

Bu yüzden kanserle ilgili okuduğum ilk ve son kitap olmayacak ama kesinlikle Hilekar Hücre, iyi bir başlangıç kitabı oldu.

Dipnotlar.

*Beğendiğimiz birçok kaktüs tipi, kanserin bir sonucu. Bir kaktüse bakıp ne güzelmiş dediğimizde, alt metin olarak kanser ne güzel iş çıkarmış da demiş oluyoruz.

Narin bir kaktüsün bakımını üstlendiğinizde aslında yaptığınız şey kaktüsü kemoterapi sürecine almak gibi görünüyor. Sizin ekstra ilginiz sayesinde ömrü uzuyor.

*Evcil köpekler gibi bize çok yakın olan hayvanlar da dahil olmak üzere bulaşıcı kanser türleri varmış. Bulaşıcı? Kanser dendiğinde hiç aklıma gelmeyecek bir olasılık. (Sadece kendi aralarında)

*Kanserle ilgili bir kitap okumanın yan etkisi olarak en azından bir süreliğine sağlıklı beslenmeniz olası. Verdiğiniz kötü kararlar, size düşmana mühimmat taşıyormuşsunuz gibi hissettiriyor.

*Anne, babadan gelen genler işbirliği içinde görünse bile ikiz diyebileceğimiz bir işbirliği ortada yok. Ayrıca hücreler çoğunlukla hangi genetik ebeveynden geldiklerini hatırlıyorlar ve hedef tam aynı olmadığından, aralarındaki çıkar çatışması içimizde devam ediyor. İnanılmaz.

(Bu yazı ilk kez 27 Mart 2024 tarihinde X platformunda yayınlanmıştır.)