İyi Strateji/Kötü Strateji kitabını geçmiş yıllarda Twitter’da 280 karakteri geçmeyecek şekilde tavsiye etmiştim ama bir arkadaşım neden tavsiye ettiğimi açıklamamı istedi. Bu yazıyı biraz da ona olan sözümü tutmak için yazıyorum.
Bazı kelimeler fazlasıyla suistimal edildiğinden o kelimeleri kullanmak sizi dezavantajlı bir konuma sokuyor. Strateji de bunlardan biri. Richard Rumelt’in içi boşaltılmış bir kelimeyi ısrarla kullanıp, altından başarılı bir şekilde kalkabilmesi bu kitabı sevmemin nedenlerinden biri aslında.
Kitaptan aldığım notlardan dört tanesi;
(1) Zincir Bağlantılı Sistemler sf.116 – 123
Yapay zekanın yavaş yavaş her sektörü ele geçireceği bir çağda bence kariyerlerimiz için en faydalı olacak kısım bu. Zincir bağlantılı sistemleri rakiplerin kopyalaması zordur çünkü başarı tek bir faktörde iyi olmanızdan gelmez. Birçok faktörün birleşimi nedeniyle insanlar sizi tercih ediyodur.
Şu anda yapay zeka araçlarından fayda sağlayarak gelir elde eden girişimlerin bazıları tek bir konuda iyi ve bilginin toplum içinde yayılmasının yavaşlığından faydalanıyorlar. Rekabet avantajı sağlayan bir bilgi, common knowledge statüsüne eriştiğinde birçok tüketici, istediğini elde etmek için birçok aracıyı aradan çıkarabileceğini fark edecek. O aşamaya geldiğimizde ister freelance çalışan biri olun, isterseniz de büyük bir şirketin sahibi, yalnızca zincir bağlantılı bir sisteme sahip üreticilerin rahatlarının bozulmayacağını düşünüyorum.
Bir ipucu, bana göre yapay zeka çağı = yalnızlık ekonomisi.
Yalnızlık ekonomisinin yaratacağı sorunları işin içine insanları dahil ederek çözerseniz müşteriyi size daha fazla para vermesi için ya da para vermeye devam etmesi için daha kolay ikna edebilirsiniz.
(2) Atalet/Entropi
Dev bir cismin rotasını değiştirmesi zordur. Her sistem bozulmaya mahkumdur(sizinki de). Sadece bu iki başlık üstünden hayattaki fırsatların hiçbir zaman bitmeyeceği sonucunu çıkarabiliriz.
Kaçırdığımız bir trene üzülmeye gerek yok çünkü entropi yüzünden arkasından bir başka tren gelmek zorunda. Bu büyük şirketlerle nasıl baş edeceğim diye strese girmemize gerek yok çünkü atalet yüzünden onlar da bizim gibi hızlı hareket edemezler. Her zaman dev yapılara karşı bir avantajımız olacak.
Yapabildiğim neyi yapamazlar? sorusunun cevabını ararken akla daima atalet/entropi kavramlarını da getirmek lazım.
(3) Hem Başarılı Olalım Hem De Kimseyi Üzmeyelim
”Kolektif bir mahvoluş kaçınılmaz olmadıkça stratejideki bir değişim bazı insanların durumunu kötüleştirecektir.” sf.63
Sevilmeme cesaretine sahip olmayan herhangi bir insanın, şirketin ortaya koyduğu stratejinin iyi olma ihtimali yok. Bazı müşterilere bu markanın onlara göre olmadığını en başından söylememiz lazım. Bazı insanlarla sıfırıncı günden yolları ayırmış olmamız gerekiyor. Bir grubu dışlamak, satışların düşmesine neden olmaktan çok, başka bir grubun sizi daha rahatça bağrına basmasına neden olur.
Bu şiir kitapta geçmiyor ama yazarken aklıma geldi;
“Hiç düşmanım yok mu diyorsun?
Heyhat!
Övünülecek şey değil bu oysa.
Eğer mücadeleye karışmışsa biri,
Cesaretle savunmuşsa vazifeyi,
Edinmiştir düşman mutlaka.
Şayet yoksa düşmanın,
Bir kıymeti yoktur yaptıklarının.
Ne karşı koymuşsundur bir haine,
Ne sus demişsindir bir yalancı şahide,
Hiçbir yanlışı doğrultmamışsındır asla,
Korkağın tekisindir her kavgada.” – Charles Mackay
(4) Kitabın Özeti = Burada Neler Oluyor?
“John bana profilden uzun uzun baktı ve “Bana sanki her derste sadece tek bir soru soruyormuşsun gibi geliyor; o da “Burada neler oluyor?” sorusu. John’unkine benzer bir yorumu daha önce hiç bu kadar açık bir şekilde işitmemiştim ama bu kesinlikle doğruydu.
Strateji çalışmasının büyük bölümü neler olduğunu ortaya koymaya çalışmaktan ibarettir. Sadece ne yapılacağına karar vermek değil, aynı zamanda daha temel bir sorun olan durumun kavranmasıdır.” sf.79
Eğer girişimcilerin okuması gereken kitaplar listesi hazırlasaydım, o listede bu kitap rahatça kendine yer bulurdu. Bu yüzden benim için herkese önermesi kolay bir kitap.
(Bu yazının ilk versiyonunu 6 Kasım 2024 tarihinde X platformunda paylaştım.)