(Twitter’da) Kusurlu insanlar, kusurlu insanlardan, kusurlu eleştiriler yapmamasını bekliyor.

İyi bir eleştiriye açık olmanın bedeli, kötü bir eleştiriye de açık olmaktır. Biri olmadan diğerine sahip olmak istiyoruz ama bunlar aynı madeni paranın iki farklı yüzü gibiler.

Aynı zamanda, televizyonun içine doğan nesil, sadece alanında uzmanların Twitter’da konuşmasını bekliyor ama orası MasterClass platformu değil.

Daha iyi anladığımız için yazmayız, daha iyi anlamak için yazarız.

(Bu yazıyı özellikle düşüncelerini sergilemekten çekinenler için yazıyorum. Yazmak bilginin aktarımına hizmet etmez, bilginin doğuşuna eder.)

Ve yazarken biraz stres iyidir. Günlüğünüze ya da Evernote’a yazarken Twitter’a yazarken ki kadar dikkatli olmayacaksınız. Topluma açık bir alanda yazmak zihni diri tutar.

Bu sırada üstünüze bir troll gelirse ne olacak?

Mutlu bir insanın başkasına saldırma ihtiyacı hissettiğini bugüne kadar hiç görmedim.

En kötü olasılıkta bile bu insanlar neden bu kadar mutsuz? diye sormak, içinde yaşadığınız topluma dair size yeni bir bakış açısı kazandırabilir. O saldırının sizinle hiç ilgisi yok.

Söylenenler, söyleyenle ilgili daha çok şey anlatırlar.

Bir sözüm de, bu konu yeterince konuşulmadı mı gibi serzenişleri okuyup yazma şevki kırılanlara;

Öncelikle herkesle aynı hızda yaşamak zorunda değilsiniz. Sizin için yeniyse, gerisi önemli olmamalı.

Bu ay, Schindler’s List(1993) ve It’s a Wonderful Life(1946) filmlerini ilk kez izledim. Birilerine kalsa konuşulmaya değer değiller çünkü çoktan konuşuldular ama benim için yeniler.

Tarihler bu kadar uzak olduğunda anlaması kolay ama 1 hafta öncenin olaylarından bile ne kadar hızlı bıktığımızı düşünürseniz, insanların herhangi bir konuda konuşma heveslerini ne kadar hızlı kırdığımızı anlarsınız.

Ve ne kadar konuşulursa konuşulsun, X’in bu konudaki yorumunu öğrenmedik diye bakmalıyız çünkü bu, X’in yazma hevesini kırmaktan daha önemli.

Ayrıca bu tür kötü yorumları görmeniz iyi bile olabilir.

Twitter, kiminle çalışmaman gerektiğini, kiminle arkadaş, sevgili olmaman gerektiğini (de) çok hızlı öğrenebildiğin bir platform.

Hayatın akışında insanların bazı fikirlerini öğrenmeniz için aylar, yıllar geçmesi gerekiyor. Herhangi bir konuda bir şey yaşansın da, o olaya tepki versin diye bekliyorsun.

Twitter’da birisi hakkında 3 yılda öğreneceğin bilgileri 3 ayda öğrenebilirsin.

İnsan kendine karşı kör olduğundan, sizin belki gerçek yüzünü öğrenene kadar aylar, yıllar kaybetmenize sebep olacak düşüncelerini kendi elleriyle orada hızla size vereceklerdir.

Son olarak, söyleyebileceğim yeni bir şey yok diye düşünüyorsanız, yazmanın öğrenme sürecinin bir parçası olduğunu hatırlamak iyi olabilir.

Yeniye ne benim ne senin aslında pek ihtiyacın yok. Yüzyıllar geçse de konuşmaya devam edeceğimiz konularda en başta kendimiz için yazmalıyız.

Şimdi şuraya rastgele 4-5 konu başlığı yazıyorum; Aşk, sağlık, arkadaşlık, kariyer, depresyon, verimlilik, ölümlü olmamız.

Bir an için artık hiçbir yenilikten bahsetmediğimizi varsayın.

Dünyada bunlardan başka hiçbir konu konuşulmadığında bile, eminim, bunlardan birinden darbe yemeseniz de diğerinden yiyeceksiniz ve bir şeyi ne kadar iyi anlarsanız, o darbenin şiddeti o kadar az olur.

Bu yüzden yazın. Herkes yazdığınızı çok önceden biliyor olsa da olur.

Umarım biraz olsun yazmak için iyi bir neden verip, sizi yazmaktan soğutanların, sizi ne kadar önemli bir öğrenme sürecinden mahrum bıraktıklarını hatırlatabilmişimdir.

(Bu yazı ilk kez 25 Temmuz 2023’te Twitter platformunda yayınlanmıştır. Burayı genelde arşiv olarak kullanıyorum. Güncel yazılarım için beni Twitter’da takip edebilirsiniz.)