Overthinking problemi zihnin içinde yapılan kavgalarla çözülemiyor. Konuyu zihnin dışına taşımak lazım.
Benim başıma geldiğinde üstesinden gelmemi sağlayan yöntemler şunlar;
1) Sabah Sayfaları(Morning Pages)
Sabah uyandığımda başka hiçbir şey yapmadan önce aklımdan geçen -her şeyi- yazıyorum. Bu sayfaları kimse okumayacak. Genelde yazdıktan sonra siliyorum ve yazma süresinin 15 dakikayı geçtiği çok ender oluyor. Kafa efil efil güne başlamanın bana göre en kolay yolu bu.
Hafızamız sıfır toplamlı bir oyun gibi çalışmıyor. Yazmak hem daha iyi hatırlamayı, hem daha kolay unutmayı sağlıyor.
Düşüncelerimizi yazıya döktüğümüzde, bir taraftan zihnimizde adeta bir göreve tamamlandı tiki atılıyor. O düşünceler yarım kalmış bir görev gibi zihnimizde dönüp durmaya devam etmiyorlar.
Diğer taraftan yazmanız aralıklı tekrar(spaced repetition) için yardımcı bir araç olduğundan, sizi fil hafızalı birine dönüştürüyor olsa bile, bu bilgiler gün içinde aklınıza gelip sizi yormuyor. Kısaca, başka bir zaman daha kolay hatırlamamızı sağlayan aynı eylem, o an için unutmamızı da sağlıyor.
2) Spor yapılan gün ile overthinking tesadüfen çakışmazsa, bisiklete biniyorum. Yürümek daha iyi düşünmek için zemin hazırlarken, yürümenin biraz ötesinde enerji harcamamız gereken aktiviteler düşüncelerden kurtulmamızı sağlar. Ve bu etki sporun süresi ile sınırlı değil.
Ayrıca vücudumuzda olan biten kimyasal tepkimeleri sporla alt/üst ettiğimizde ortadan kaybolan dert, dert değildir. Gerçek dertler, spor bittiğinde de yakamızı bırakmaz. Spor, kendi ellerimizle yarattığımız zihnimizdeki hapishanelerden kurtulmamızı sağlar.
3) Düşüncelerin kaynağı gerçek bir dert ise başvurduğum yöntem, üç sütun tekniği. Çözülmesi gereken dertleri sadece zihnimizin içinde döndürerek objektif değerlendiremeyiz. Dışarıdan bir referans noktası ile aklımızın başımızda olup olmadığını kontrol etmemiz lazım.
Bundan 10 yıl önce spesifik bir konunun 4 günümü yediğini gayet iyi hatırlıyorum. Tarihi biraz daha ileri sardığımızda, 2-3 gün zihnimde kira vermeden yaşamayı başaran düşünceler oluyordu. Zamanı biraz daha ileri saralım, tam 1 günü yediği de oldu. Bu şekilde azala azala geldiğim nokta, en fazla 30 dakika.
– Overthinking sorunu hiç yok olmuyor. (Bundan daha fazla sürenin kısalabileceğini düşünmüyorum, arayışında da değilim artık.)
– Ve bir anda 4 günden 30 dakikaya düşmek de bana göre mümkün değil. Kafanızda kurduğunuz birçok olayın hiç gerçekleşmediğini görmeniz lazım. Kendime ne kadar da boş dertler edinmişimden insanın biraz dili yanmalı.
Diğer türlü, yukarıda saydığım metotların önemli bir konuyu düşünmenizi engellediğini düşünüp savunmaya geçersiniz. (Bana karşı değil, kendinize karşı.) Bilerek kendi topuğunuza sıkarsınız, unutmak istemezsiniz çünkü size göre o önemli bir konudur ve üstüne düşünmeye değerdir.
Ama Daniel Kahneman’ın dediği gibi: “Hayatta hiçbir şey üzerinde düşünürken sandığınız kadar önemli değildir.” – Hızlı ve Yavaş Düşünme sf.466
(Bu yazının ilk versiyonunu 6 Haziran 2024 tarihinde X platformunda paylaştım.)