“Bu kadar zeki insanın övdüğü zeki kim?” sorusunun cevabına olan merakımdan dolayı, Schopenhauer ve Nietzche’nin övgüsünü kazanan Baltasar Gracian’ın kitabını aldım.

Kitaptan hoşuma giden bazı sözleri;

• Umudun iyi bir hafızası vardır, minnettarlığın ise kötü bir hafızası.

• İnsanın hayattaki en büyük sınavlarından biri, kendini ne zaman durduracağını bilmesi, daha da önemlisi ise kendini bazı ilgi alanlarından ve insanlardan yoksun bırakmayı öğrenmesidir.

• Dostça ilişkilerin bir bilgi okulu olmasına izin verin ve kültür, sohbet yoluyla öğrenilsin.

Böylece arkadaşlarınızı öğretmenleriniz yaparsınız, sohbetleriniz eğitimin avantajlarıyla harmanlanır.

Aklı başında kişiler söylediklerinden takdir, duyduklarından talimat alarak bu döngülerin zevkini çıkarırlar.

• Doğru anı hakkıyla değerlendirmek istiyorsanız, o anın gelmesini beklerken bile ona yönelik bir şeyler yapmalısınız.

Çünkü talihin dönemleri ve fırsatları her zaman düzensizce kapınızı çalar.

(Bununla ilgili yeni başladığım bir kitaptaki hikaye; Christopher Nolan, kendisi parladığında, sonraki işin ne olacak diye sorulacağını bildiğinden, Memento filminin scriptini hazırda bekletiyordu. *goosebumps)

• Yaşamın çoğu, nasıl iyi seçim yapacağını bilmene bağlıdır.

Hem sağlam bir ağız tadına hem de doğru muhakemeye ihtiyaç vardır; ne zeka ne de çalışma tek başına yeterli değildir.

Tercih edilen biri olmak için seçim yapmalısınız ve bunun için iki şey gereklidir: Seçim yapabilme iradesi ve en iyisini seçebilmek.

Verimli, ince bir zekaya sahip, keskin yargıları olan, iyi eğitimli ve harika bir gözlemci olan, yine de seçim yapma zamanı geldiğinde çuvallayan birçok insan vardır.

Onlar sanki yanlışı seçmek için uğraşıyorlar gibi, her seferinde en kötü seçeneği seçerler. Bu yüzden, iyi seçim yapmayı bilmek bütün lütufların arasında en değerlisidir.

• Şansa, özen gösterilerek yardımcı olunabilir. Bazıları kendilerini güvenle talihin kapısına bırakıp, o açana kadar beklemekle yetinirler.

Diğerleri daha iyisini yapar ve ileri doğru bastırırlar, akıllıca cesaretleriyle kazanç sağlar, şans tanrıçasına ulaşır, erdem ve gözüpekliliklerinin kanatları altında onun lütfunu kazanırlar.

• Olumlu bir şey duyduğunuzda saflığınızın dizginlerini sıkı tutun; eğer olumsuzsa, ona dikkat kesilin.

• Bazıları kitapların değerini, sanki beyni değil de kas gücünü sınamak üzere yazılmışlar gibi, onların kalınlığına göre ölçer.

• Dürüstlüğün çok az taraftarı vardır. Çoğu insan, sadece başkaları söz konusu olduğunda dürüstlükten övgüyle söz eder.

• Kötü şans genellikle ahmaklığın cezasıdır ve ondan daha bulaşıcı bir hastalık yoktur. Kapınızı küçük bir kötülüğe aralarsanız, onun hemen ardından daha büyükleri de içeri girecektir…

…Kuşku duyduğunuz zaman, bilge ve sağduyulu kişilerin tavırlarını benimseyin; onlar bu hayat oyununu er geç kazanır.

• Son olarak bu kitabı alma kararımın arkasındaki motivasyonla da ilgili bir tespiti var;

Övgü, canlı bir merak uyandırır ve arzuya yol açar ancak, sonradan ortaya çıkan değer, başta konulan fiyata denk olmazsa, genelde de böyle olur, beklenti, bu aldatmacaya başkaldırıp hem tavsiye edilen şeyin, hem de onu tavsiye eden insanın değerini düşürerek intikamını alır.

*Uzak doğu felsefesinde bir deyiş var; “Biz ustaları taklit etmeye çalışmak yerine, onların aradığı şeyleri ararız.”

Eğer siz de benim gibi zekasına saygı duyduğunuz kişilerin, neleri neden takdir ettiğini anlamak istiyorsanız, Türkçe’de farklı isimlerle basılmış bu kitabın versiyonlarından birini alabilirsiniz.

Telifsiz olduğundan önüne gelenin basabileceği bir kitap. Almadan önce çeviri kalitesine dikkat edin derim.

*Ve after credits gibi olacak ama, bu kitap sayesinde “festina lente” diye Latince bir tabir öğrendim.

Yavaşça acele et, demekmiş.

Hız, bir yanılsamadır. Yavaşlık da pahalıya mal olur. Hiçbir yere gereğinden erken neden varmak istemediğimi meğer iki kelimeye sıkıştırmışlar. Çok hoşuma gitti. Hayat felsefesi yapılabilecek bir söz.

(Bu yazı ilk kez 26 Eylül 2023 tarihinde X platformunda yayınlanmıştır.)